/ SAĞLIK

VEKTÖR Kaynaklı Hastalıklar

30 Eylül 2020

Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, Hantavirüs ve filebovirüs enfeksiyonları Türkiye’de yakın zamanda saptanmıştır ve hepsinin iklim değişikliği ile bağıntılı olduğu ifade edilmiştir. Yeni viral etkenlerin ortaya çıkması pek çok faktör nedeniyle olabilir. Yeni enfeksiyonların ortaya çıkışının nedenleri arasında Türkiye özelinde konakçı davranışında değişiklikler, uluslararası havayolu seyahatleri, artan kentleşme, tarımsal uygulamalarındaki değişiklikler arasında (vektörlerle temasın artmasına neden olan toprak kullanımı, ormanların azalması, sulama projeleri vb.) canlı hayvan taşımacılığının dünya genelinde artması, kuşlar, bitkiler ve omurgasızlar, gelişmiş virüs tanınması ve tespiti  yer almalıdır: örneğin; PCR tabanlı yöntemler, vektörlerle temas artışının yeni eklembacaklı kaynaklı hastalıkların ortaya çıkmasında önemli bir faktör olduğunu göstermektedir.

İklim değişikliğinin vektör dağılımı üzerinde etkisi vardır. Öngörülen sıcaklık artışlarına ilave olarak iklim değişikliği ayrıca yağmur yağışında, nemde, rüzgar örüntülerinde değişkenlikleri tetikleyecektir ve bu faktörler bir bütün olarak eklembacaklıların üremesine ve gelişmesine, dağılımına ve beslenme alışkanlıklarına etki edecek ve bunlar da sonuç olarak virüs replikasyonunu ve bulaşını etkileyebilecektir. Sıcaklık vektör dağılımını tek başına yönlendiren bir faktör değildir. Bir vektörün yayılması mevcut yerel vektörlerin yerini değiştirebilir veya ikame edebilir ve bu durum ise önceden endemik olan bir virüsün eliminasyonuyla sonuçlanabilir. Yağmur miktarları da farklı yönlere vektör dağılımına önemli derecede etki edebilir. Aşırı yağmurlar kuluçkadaki sivrisinek bulunan alanları temizlerken kuraklık dönemleri vektör nüfuslarının mevcut su birikintilerinde toplanmalarına neden olabilir. Yağmur yağışları virüs aktivitelerini artma veya azalma yönünde etkileyerek doğal bulaş döngülerinde yer alan duyarlı omurgalı konakçıların nüfus yoğunluklarını etkileyebilir. Aşırı şartlar altında (örneğin; kuraklık ve beraberinde gelen kıtlık) insanlar ve diğer omurgalılar potansiyel olarak hastalık insidansını artıran enfeksiyonlara karşı daha duyarlı olabilirler.

Arbovirüsler eklembacaklı (artropod) kaynaklı virüslerdir ve yaklaşık 500 farklı tür virüs içerirler ve tropik ile subtropik bölgelerde yaygındırlar. Doğada kan emici artropodlarda bulunurlar ve artropod vektörü için herhangi bir hastalığa neden olmazlar. Virüsler artropodun dokularında yaşarlar ve tükürük bezlerinde toplanırlar.

Ancak, belirli bir hastalığın ortaya çıkması nadiren tek bir faktöre bağlanabilir. Hiç kuşkusuz, tanınan değişikliklerin ön plana çıkarılabileceği spesifik örnekler vardır (örneğin; baraj inşaatı ya da ormanlarda arazi açılması)ancak, diğer faktörler de daima salgın hastalıkların gelişmesine belirgin biçimde katkıda bulunur. Bunun yanı sıra, iklim değişikliği yukarıda bahsedilen faktörlerin pek çoğuna doğrudan etki eder. Arbovirüsler söz konusu olduğunda, İklim değişikliği hastalıkların ortaya çıkmasına kesinlikle katkıda bulunmaktadır. Bu noktada, iklim değişikliğinin etkisinin ne düzeyde olduğu ve olacağı hususu muğlaktır. İklim değişiklikleri, artropodlarla bulaşan virüslerin yaşam döngüsü ve bunların coğrafi dağılımları üzerinde doğrudan etkili olabilmekte ve buna bağlı olarak hastalık bulaşma özelliklerini önemli ölçüde değiştirebilmektedir.

Türkiye’de son zamanlarda ortaya çıkan arboviral enfeksiyonlar Bunyaviridae grubundandır. Bunlar Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, Filebovirüs enfeksiyonları ve renal sendromlu hemorajik ateştir (HFRS).

Vektör kaynaklı hastalıkların sürekliliğinde genel olarak patojenler, vektör ve konakçı arasında dinamik ve karşılıklı etkileşimler söz konusudur. Bu karmaşık etkileşimler hem içsel (örneğin; hem vektörün hem de konakçının doğal bağışıklığı) hem de dışsal (örneğin; çevre) faktörlerden etkilenmektedirler. Sivrisinekler tarafından yayılan bunyavirüsler çoğunlukla doğada bazı duyarlı omurgalıların ve bulaştırma yeteneğine sahip omurgasız türlerin dahil olduğu döngülerde süreklilik gösterirler. İklimsel koşullara bağlı olarak sivrisinek yumurtaları virüsün de canlı kaldığı uzunca bir süre (haftalar/aylar/yıllar) eylemsiz kalabilir. Bu enfekte yumurtalar bakteriyel sporların eşdeğerleri olarak kabul edilebilir. Süresi belli olmamakla birlikte, iklimsel koşullar elverdiğinde yumurtalar kuluçkalanarak virüslü pupa üretecek ve bu pupalar erginleşecektir. açılarak ergin dönüşecek olan pupa üretmek için virüs bulaşmış larvaları bırakır.  Yumurtalar enfekte olduysa, çoğunlukla ortaya çıkan ergin sivrisinekler de enfekte olacaklardır. Sivrisineklerde dikey bulaş etkinliği, sivrisineklerin ve virüslerin farklı türlerine göre değişkenlik gösterir. Bu konunun virüs epidemiyolojisindeki yeri kısmen açılmamış bir araştırma başlığıdır. Bununla birlikte, dikey bulaş, en azından bazı arbovirüsler için uygun olan veya olmayan iklim koşullarında hayatta kalabilmek için olmazsa olmaz kabul edilmektedir.

Kaynak:https://sagligim.gov.tr/iklim-degisikligi-ve-etkileri.html


YORUMLAR


Yorum Yap


Girilecek rakam : 40415
Lütfen yukarıdaki rakamları yazınız.